Dün sabah nette gezinirken Pucca'nın yazdığı Ayna şiiri denk geldi. Kız güzel yazmış. Çok iyi değil, güzel işte. (Tamam tamam, kıskandım. Ne olmuş yani. Hıh!) Sanırım eski bir şiiri. Akıcı ve masala (Pamuk Prenses ve 7 Cüceler) farklı bir bakış açısından yaklaşması çok hoş olmuş. Aferin ona diyor ve konuyu artık kendime getiriyorum. (Önemli şeyler beklemeye gelmez efendim.) Daha doğrusu yaptıklarıma diyeyim.
Aşağıdaki resimler yaptığım ilk kartlar. Pembeden pek hazzetmeyen bir olarak işe pembeyle başlamış olmam biraz ironik. Belki de değildir. Neticede yemek yerken sona sakladığımız lokmalar en sevdiklerimizdir, değil mi? Her neyse, kart yapmak oldukça eğlenceli. Kağıt, boya ve yapıştırıcının cazibesine karşı koyamayanlar için harika bir dünya. Ne yazık ki Türkiye de kart göndermek pek yayğın değil. Kartlar elimde patlayacak yani. Kaldı ki bedava mesaj göndermek varken, hem de bir seferde onlarcasını gönderebiliyorken kim ne diye yazmakla çizmekle uğraşsın ki. Bir şey diyemiyorum. Ben o bedava mesajları da göndermiyorum. (Kötüyüm evet.)
Cicili bicili şeyleri boş verip şöyle gotik bir şeyler denemeyi düşünüyorum. Siyahlı mavili bir şeyler. Ihm, kuru kafalı olanından yapıp kardeşime hediye etmek de fena fikir değil. Nihahaha!