27 Şubat 2014 Perşembe

Kitap: Mezarlık Kitabı

      
< “Kendisinden başka kimseye benzemiyor,” dedi Bayan Owens kesin bir şekilde. “Hiç kimseye benzemiyor.”
           “Öyleyse ismi Nobody olsun,” dedi Silas. “Nobody Owens.” >
       Arka kapak:
       "Arkadaşlarının Bod diye hitap ettiği Nobody Owens normal bir çocuktur.
       Eğer bir mezarlıkta yaşamasaydı, hayaletler tarafından büyütülüp yetiştirilmeseydi ve yanında ne canlıların ne de ölülerin dünyasına ait olan sadık bir koruyucusu olmasaydı, Bod tamamıyla normal olurdu.
       Bir çocuk için mezarlıkta tehlikeler ve maceralar vardır -tepenin altındaki çok yaşlı Çivit Renkli Adam, gulyabanilerin terk edilmiş şehrinin bulunduğu çöle açılan bir geçit, korkunç bir tehdit saçan tuhaf Bekçi...
       Ama Bod mezarlıktan ayrılırsa, ailesini de öldürmüş olan Jack denen adamın saldırısına uğrayacaktır..."
      
      Yazar: Neil Gaiman
      Yayın evi: İthaki
      Çeviri: Evrim Öncül
 
        Jack adında kaçık bir adam sisli bir gecede bir eve girer. Anneyi, babayı, büyük kardeşi öldürdükten sonra, tabaktaki en lezzetli lokmaların sona bırakılması gibi, katliamın finalini bebekle yapmak için evin küçük çocuğunun peşine düşer. Ama hevesi kursağında kalır. Dış kapıyı açık bulan meraklı hınzır çoktan firar etmiştir. Jack de emekleyen bebeğin peşine düşer ve onu sokağın aşağısındaki mezarlığa kadar takip eder. Hevesi yine kursağında kalacaktır. Mezarlıktaki hayaletler bebeğin peşindeki katili görüp, çocuğu korumaları altına almıştır. Bod artık mezarlıkta büyüyecek, ölülerin hünerlerine sahip olmak için çalışacak ve zamanı geldiğinde peşindeki katilin peşine düşecektir.      
        Mezarlık Kitabı, 2009 Newbery Medal Ödülü, 2009 Hugo En İyi Roman ve yazmaya üşendiğim birçok ödülü almış bir çocuk kitabı. Haliyle 284 sayfalık ince bir şey. Fakat bu incelik yanıltmasın. Anlatımı sade ve akıcı olsa da iki günde bitiririm kitabı değil. Yazar hiçbir kelimeyi boşa kullanmamış. Sarf edilen bir cümle ya da basit bir olay sayfalar sonra karşınıza bir şekilde çıkıyor. Ayrıca başta mezarlık ahalisi olmak üzere birbirinden ilginç fazlaca karakterle tanışıyoruz. Şahsen Gulyabanileri okumak çok zevkliydi.
       <"Siz kimsiniz?" diye sordu Bod.
       "Bizler," dedi yaratıklardan biri -Bod onların kendisinden biraz daha büyük olduğunu fark etti- "en mühim halkız, evet öyleyiz. Bu, Westminister Dükü."
       Yaratıkların en büyüğü başıyla selam verip, "Kıvanç duydum, kesinlikle," dedi.
       "...Ve bu da Bath ve Wels Piskoposu..."
       "...Ve ben de Saygıdeyer Harchibald Fitzhugh olma şerefine nailim. Emrine amadeyiz." > 
       Kitabın en karizmatik karakteri Silas; Bod'un koruyucusu, akıl hocası, bir sakinlik abidesi, bilgelik dolu bir herif. Yerinde olmak istenilen değil, yanında olmak istenilen bir kişilik. Tanrı'nın Tazıları, Gecesıskaları, hayalet cadı Liza, Romalılar, Bekçi ve daha pek çok kişi Bod'un mezarlıktaki kasvetli gri dünyasını renklendiriyor.      
      Kitabın başka bir hoşluğu da sayfalar arasındaki resimler. İllüstrasyonlar Dave McKean'a ait. İşte birkaçı. 
       Mezarlık Kitabı, benim ilk Neil Gaiman kitabım. Yazarı takip edenler bu kitabı diğerlerine göre sönük bulmuş olsalar da yazarın ustalığına ve hayal gücüne diyecek laf yok. Evet, kitap başlarda biraz durgun ilerliyor, ancak olaylar Jack'in de dahil olmasıyla hareketleniyor. Gerilim yüklü bir kaç-kovala oyunu başlıyor. Ve tahmin edilebilir olaylar tahmin edilemeyen bir şekilde bitiyor.
       Uzun lafın kısası; bu kitabı okuma şansına sahip olanlar bir zahmet o şansı geri tepmesinler. Gerek anlatılanlarla gerek anlatılmak istenilenlerle naif, dolu dolu bir kitap. Yok benim okumakla pek aram yoktur diyenlere de iyi bir haber; Mezarlık Kitabı iki bölümlük bir çizgi roman olacakmış. Daha detaylı bilgi için buraya buyurun.

22 Ocak 2014 Çarşamba

Kitap: Dedektif Kurukafa - Ateşle Oynama


      Derek Landy'nin yazmış olduğu Dedektif Kurufaka serisinin ilk iki kitabını okudum ve gayet eğlenceli buldum.
      1. Kitap - Dedektif Kurukafa
      2. Kitap - Ateşle Oynama

      Toplamda 9 kitap. 10 da olabilir, emin değilim. Ama en az 9 kitap var, ondan eminim. Genç okurlara yönelik yazılmış olduğundan anlatımı sade. İnce ince detay, sayfa sayfa betimleme beklemeyin yani. Ama eğlenceli, akıcı. Şöyle bir bakayım diye kitabı elime aldığımda ellinci sayfaya gelmişim.
      Olayları genellikle Valkyrie'nin gözünden takip ediyoruz. Kendisi bildiğimiz dünyanın sıkıcılığından bunalmış 12 yaşlarında bir kız. Ünlü bir yazar olan amcasının ölümüyle Dedektif  Kurukafa ile tanışıyor. Sonra da sıkılmaya dahi vakit bulamıyor. Bir yandan Büyücülerin heyecan dolu dünyasını tanımaya uğraşıyor, bir yandan da kötü adamları kovalarken hayatta kalmaya çalışıyor. Dedektifin çırağı olmak kolay bir iş değil. Dedektif Kurukafa da bunu kolaylaştırmak için pek bir şey yapmıyor. Ama Valkyrie kararlı, okul ve ev arasında gidip geldiği o sıkıcı dünyaya geri dönmeye hiç niyeti yok. Diğer çırakların başına neler geldiğini öğrenmek bile onu vazgeçirmiyor.
      İkinci kitapta kahramanlarımız hapishaneden kaçan zeki ve çok güçlü bir büyücü olan Baron Vengeous'u durdurmaya çalışıyorlar. Bir bakışıyla adamı paramparça ederek öldürebilen birini durdurmak kolay değil elbette. Kana susamış vampirleri ve kafadan çatlak adamları da unutmamak lazım.
      Güçlü bir büyücü olan Dedektifimiz kitaptaki en eğlenceli karakter. Şakacı, egoist, her lafa bir cevabı var. Çok fazla görünmüyor, ama Yaytopuklu Jack'i de okumak keyifliydi. Ve sayfaların arasında daha bir çok renkli karakter bizleri bekliyor.
      Kitap kapakları şimdiye değin gördüğüm en güzel kapaklar. Renkli, fakat karanlık gizemlerle dolu bir dünyayı başarıyla yansıtıyor.  Özellikle ciltli olanları pek bir afili duruyor.
      Duyduğuma göre bu serinin filmi de yapılacakmış. Merakla bekliyorum. Umarım kitabın o karanlık yönünü de göz ardı etmeden güzel bir yapım ortaya koyarlar. Açıkçası kitapları okurken hep, bu seri yetişkinler için yazılsaymış nasıl olurmuş acaba, deyip durdum.
      Sonuç olarak birbirinden ilginç karakterlerle dolu, güzel bir macera kitabı okumak için bu kitaplar iyi bir fırsat.